Skip to content

Taşınabilir bellekten windows 7 kurulumu

Taşınabilir USB belleklerden windows 7 kurmak için öncelikle windows 7 mizi edinelim…

64-bit Windows 7 Professional x64 English

http://msft-dnl.digitalrivercontent.net/msvista/pub/X15-79946/Win7-P-Retail-en-us-x64.exe
File Size: 75.9 MB
MD5: 73D13A1000069E372F7478CF1C426B7A
SHA-1: 6B7D87BF0BE0D3BAE4A5E4550260BDF6A5600534

http://msft-dnl.digitalrivercontent.net/msvista/pub/X15-79946/setup1.box
File Size: 2.66 GB
MD5: 7B29E21B7F6BC0850E65085205B5EAFE
SHA-1: 47D4131ACD1DA3A96F19244FE4D840EB18C2057C

http://msft-dnl.digitalrivercontent.net/msvista/pub/X15-79946/setup2.box
File Size: 160 MB
MD5: 87DCC913A7BBBFCFA2C2526C2E894F97
SHA-1: 4076CA5224D6D2E7338AB286BF31912D8404E016

bu üç dosyayı indirdikten sonra bu dosyaları

C:\

dizine altına koyalım. Bir sonraki adım iso dosyamızı oluşturmak. Bunun için  oscdimg.exe dosyasını kullanacağız. Bu dosya

Windows Automated Installation Kit (Windows AIK) (  http://technet.microsoft.com/en-us/library/cc748933(WS.10).aspx )

içinde yer almakta. Ancak internetten aratarak sadece dosyanın kendini bulup

C:\Windows\System32

dizini altına koyuyoruz. Artık Windows için iso kalıp dosyamızı oluşturabiliriz.

oscdimg.exe -u2 -bC:\expandedSetup\boot\etfsboot.com -h C:\expandedSetup C:\Win7.iso

Kalıp dosyamız artık hazır.  Şimdi PowerISO v..b bir yazılım ile bu kalıp dosyamızı bir sürücü olarak ekleyelim.

Taşınabilir belleğimizi takalım. (minimum 4 gb olmasına dikkat edin)

windows komut yorumlayıcısını açalım (cmd)

>diskpart (disk düzeneme aracımızı çalıştıralım)

>list disk (pc mizde disklerin listesini görelim. ve buradan taşınabilir belleğimizi bulalım. disk 1 oldığu varsayılacak)

>select disk 1 (işlem yapmak için 1 nolu disk yanı taşınabilir belleğimizi seçelim)

>clean (taşınabilir bellek üzerindeki herşey bu aşamada siliniyor)

>create partition primary (diskimiz üzerinde bir adet bölüm oluşturalım )

>select partition 1 (oluşturduğumuz bölümü seçiyoruız)

>active (bölümü aktif ediliyoruz)

>format fs=NTFS (bu bölümü dosya yapısı ntfs olacak şekilde biçimlendiriyoruz)

>assign (yaptığımız değişiklikleri kaydedelim)

>exit (diskpart yazılımını kapatalım)

Bundan sonra yapılacak en kolay şey sürücü olarak eklediğimiz kalıp dosyası içindeki tüm dosyaları bellek içerisine kopyalamak. (benim kullandığım)

Diğer bir yöntem ise win7 kalıp dosyası içine girip

cmd
e: (kalıp dosyamızın olduğu sanal sürücü)
cd e:\boot
bootsect /nt60 f: (f : taşınabilir diskimiz )

Bundan sonraki kurulum sırasındaki kısıtlamayı ortadan kaldıralım.

Taşınabilir belleğimizden

f:\sources\ei.cfg

dosyasını silelim. Artık bize kurulum sırasında home, ultimate, professional v.b. ne kurmak istediğimizi soracak. Kurulum sırasında bize birde win 7 key lazım olacak bu key ise

f:\sources\profiles.ini

dosyasının içinde bulabiliriz. Artık  bilgisayarımızın USB boot özelliğini aktif edip bilgisayarımızı yeniden  başlatarak windows 7 kurulumuna başlayabiliriz. profiles.ini dosyasının içindeki keyler deneme sürümü olduğu için kendi keyini daha sonra

cmd
slmgr.vbs -ipk ORIJINAL_WINDOWS_KEY
slmgr.vbs -ato

ile keyimizi değiştirebilir ve windowsumuzu aktif edebiliriz.

işte bu kadar…. Yada bu kadar uğraşana kadar pardus.org.tr adresinden indirin en güncel PARDUS u… paşa paşa kullanın… :))

office 2010 pro – türkçe

lazım olduğunda bakılacak yeri belli olsun…

office 2010 pro – türkçe

32Bit
http://msft.digitalrivercontent.net/01/501016817-10234441–EUR//office2010/X16-32276.exe
64Bit
http://msft.digitalrivercontent.net/01/501016817-10234441–EUR//office2010/X16-32239.exe

ipv6

ipv6 ya geçişte bir türk deyimi ile se se devri kapandı. artık bundan sonra si si ipv6.

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle ‘bu: bir Avrupalı’
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşÃ¢, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedi serhaddi;
‘O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi.
Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın…Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

Back To Top